2017’nin “En”lerini saptarken genellikle kültürel mirasla ilişkili konulara öncelik verdim. Aslında değinilecek çeşitlilikte olgu ve algılar var; etkinlikler, çabalar, sözel ve yazınsal bir süreç sözkonusu…
“En” demek suretiyle gündeme etkili, daha kalıcı ve sürdürülebilir kazanımlar sıralandı diyebilirim.
Ne var ki, yiten giden özgünlüğü, işlevselliği, akılcılığı, estetiği, sonuçta bir emeği ya da yaşamı belgeleyen somut ve soyut oluşumları ve yerine gelenleri kıyasladığımızda “En” sıkıntılı gerçekle buluşuyoruz.
Ancak bellek yitirildiği için, yaşama sanatı değiştiği için farkındalık yaratılamıyor. En zor sürecin sarmalındayız. Bu “En”leri anımsatmak istiyorum izninizle;
-Hala yangın tehlikesi “En” birincil sorunumuz ve gerçeğimiz...
- Mahalle aralarında mantar gibi biten “En” yüksek, “En” beton yapılar çoğalıyor.
-Bağların yeşili can çekişiyor. Sulama suyu “En” vazgeçilmez varlık nedeni bu dokunun…
- Tarihi kesimde döneminin tanığı yapılar geçirdiği restorasyonlarla başkalaşıyor.
“En”büyük kimliksizleşme gerçekleşiyor böylece...
Şehir içinde “En” çok kullanılan sözcük “müsait yer “ tanımı, “En” az kullanılan ise “ilk durakta ineceğim” tanımı…
Bilmem anlatabildim mi?