Zamane Yolcular
Genellikle yeni yerleşim yerinde yaya yürümeyi, gezmeyi, yeğliyorum ve seviyorum. Tarihi kesime de bu biçimde ulaşıyorum, adım adım, yudum yudum…
Baş aşağı, düzde sorun yok. Yokuşa dayanınca pil bitiyor. Zorunlu olarak özel halk taşıtına öncelik veriyorum. Çünkü muhabbet gırla, vatandaş tek başına şov yapıyor; binerken, giderken, inerken…
Önce şehir içi taşıtı olmasına rağmen “Garabük’e gide mi?” diyerek hem sürücüyü hem de biletçiyi yokluyor. Ondan sonra her durakta soru- yanıt faslı sürüyor.
Perşembe Bazarına uğramı?
Kirecci’den geçemi?
Emeğe gide mi?
Işıklarda dura mı?
Hastane, postane, mini terminal, savaş turizm, Merhabası yanında,Kiristal Teras, mağara, Sakem, Sülük Gölü, Dibekönü, Cimbek, Aynalı Durak, Arkbaşı, Köroğlu Konak, Apdi’nin Yeri…
Ben içimden hepsine yanıt veriyorum sabırla, merakla, kızmadan evelallah…
Çünkü soranlar yurdum insanı, içinde dışında art niyet yok. Ama öyle bir yolcu tipi var ki yerlere yatırıyor yolcuları, sürücüyü, biletçiyi…
Karşıyakalılar gurubu…
Çözemediniz değil mi?
Kardeş, ufaklık, yavrum, Oksfordlusun anlıyoruz.
Makul ve mantıklı ol…
Gideceğin semti söyle, sonra mekanı…