Yaşam alanı olmalıdır Üniversite!
İçine girdiğin zaman 1 ay çıkmadan yaşayabilmelisin mesela.
Bilginin, birikimin, tecrübenin yetersizliği alt ettiği yerdir üniversite.
Üniversite bilimin merkezidir.
Dersler olacak, tartışmalar olacak, tespitler, tahliller, sonuçlar olacak. Araştırma yapmayı bilmeyen insan üniversiteden mezun olabilir mi? Olur. Oluyor. Olmamalı!
Kendi dilini düzgün konuşamayan, kendi kültürünü geliştirmeyen, bilgisini arttırmayan, yayınlar çıkarmayan, okumayan çizmeyen, özgün bir iş ortaya koymayan, tarihini bilmeyen, itiraz etmeyi ya da savunmayı beceremeyen bir insan üniversite mezunu olamaz!
Üniversite yalnızca işi öğrenme kurumu değildir. Çünkü insanın hayatı yalnız işten ibaret değil. Herhangi bir kulüp faaliyetinde bulunmayan, bir yayın çıkarma iradesini gösteremeyen, toplu olarak çalışmaların içinde yer almayan bir öğrenci, üniversiteden mezun olduğu zamanda hiçbir çalışmanın (sosyal çalıma)içinde bulunmaz. Siyah beyaz yaşar hayatı. Ülkenin geleceğine, toplumun aydınlanmasına da bir katkısı olmaz. Kendi hayatına katkısı olmaz bir kere.
Ancak, madalyonun öbür tarafına da bakalım.
Şehir, üniversiteyi ve üniversiteliyi ne kadar kaldırabiliyor?
Üniversitelinin ihtiyacı, yalnızca kafeler ya da yemek merkezleri mi?
Üniversitelinin, ihtiyacı veya şehirden beklentisi nedir?
Gelin bu soruların cevaplarını bir sonraki Cuma günü yanıtlayalım.
Bir üniversite öğrencisi olarak Batı Karadeniz Ekspres Gazetesinde ilkyazım. Bu köşe için gazete ekibine teşekkürü borç bilirim. Bundan sonraki her Cuma Günleri bu köşede olacağım. Eleştirileriniz ve önerilerinizi e-posta aracılığıyla gönderebilirsiniz.
E-posta: ugursarioglu78@gmail.com