Enerji nedir? ABD’nin Irak’a girmesi mi? Büyük Orta Doğu projesi mi? Ya da evinde kullanmadığın elektriğin parasını ödemek midir? Yoksa enerji midir dünyayı yöneten?

Petrol rezervlerinin yarıya yakını Ortadoğu’da olduğu ve yine Ortadoğu’nun doğalgaz rezervlerinin dağılımında da yarıya yakına sahip olması. Türkiye konumu itibariyle enerji zengini Hazar, Orta Asya, Ortadoğu ülkeleri ile Avrupa’daki pazarlar arasında köprü görevi sağlaması mıdır Türkiye’yi önemli yapan.

Güçlü bir devlet olmak enerji sorununu çözmeden geçer, eğer bir devlet enerji sorununu çözebilirse ekonomik anlamda güçlü olur, ekonomik anlamda güçlü olan ülkelerde dünya siyasetine yön verenler olduğu kesin bir kanıdır diyebiliriz.

Enerji kaynaklarının önemi yıllar geçtikçe artmış, enerji kaynaklarına sahip olabilmek için farklı planlar oluşmaya başlanmıştır.

ABD’nin kendi petrolünü kullanmayıp Ortadoğu’ya gözünü dikmesi gibi. Çünkü petrolü olmazsa AB ülkeleri gibi dışa bağımlılığı artacaktır ve Ortadoğu’ya demokrasiyi getiremeyecektir.

Sürekli enerji isteyen ABD, ekonomik egemenliği sürdürebilmek için büyük bir çaba sarf etmektedir. Bu amaçla Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın birçok yerine doğrudan veya dolaylı olarak müdahale etmektedir. Çünkü Ortadoğu’da değerli ve çıkarma maliyeti düşük olan enerji kaynaklarının büyük bir kısmı burada yer almaktadır.

Bölgenin en önemli petrol üreticileri Suudi Arabistan, İran ve Irak’tır. ABD’nin yıllık petrol ihtiyacı büyük bir kısmını bu bölgeden karşılar. Bu da bölgenin Amerika için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.  Bu nedenle bölgenin kontrolünü kendi elinde tutmak ister. Kim istemez ki. Ortadoğu’da bu yüzden çeşitli oyunlara olur.11 Eylül saldırıları bahanesiyle Irak’a ve Afganistan’a girmesi gibi.

Suriye’de ise ABD, İsrail ve AB ülkeleri bir tarafta; Çin, İran, Rusya bir tarafta olmak üzere savaş yaşanmaktadır. Peki, neden oradalar, çünkü orada petrol var enerji var. Yoksa Suriye’de olan olaylar kimsenin umurunda mı? Şiddetli çatışmalara sebep olan terör grupları da bölge kontrolünü ele geçirme çabasında. Bugün Suriye’de yaşananlar petrol ve doğalgaza hakim olmak, hem de onların ulaşım güzergahlarını kontrol altında tutmak için yapılan bir savaş enerjinin savaşıdır.

Enerji savaşıyla silahlanmayı beraber düşünsek yanlış olmaz. Enerjiye hâkim olursan ekonomin güçlü olur, ekonomin iyi olursa sanayin gelişir, silah üretirsin çok fazla üretirsin ve silahları denemek için kurbanlar, topraklar ararsın. Mezopotamya’da Ortadoğu’da denersen de boşa denemiş olmaz sın bir taşla iki kuş vurmuş olursun. Bombalar yağar Müslümanlar ölür insanlık ölür. Evler binalar her yer yıkılır. Savaşın kazananı olmaz.

Yaralarını sarman, güçlenmen gerekir sana bomba yağdıranlara petrolünü, doğalgazını satacak duruma gelirsin. Komşu zengin ülkelerde petrolünü satıp silah alacak ve ABD istediği petrollere kavuşmaya devam edecektir. Ama insanlık hep kaybedecektir.

Petrol savaşına harcadığın onca parayı yenilenebilir enerjiye, ARGE çalışmalarına harcansa ne kaybedilir. Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, nükleer enerjiye harcasan kim kaybeder.