Süreç
Referandum için son virajı döndük. Tüm cepheler hız kesmeden çalışmalarına devam ediyor. Süreci en başından ele alalım. Fiili başkanlık sistemi tartışılmaya başlandı. Erdoğan-Yıldırım-Bahçeli ittifak cephesinde daha en baştan beri süregelen hayır oylarının yüksekliği korkusu vardı. “Halkımıza anlatamadık.” bahanesine sığındılar uzun zaman. Hayır cephesinin üstünde ise ufak bir rahatlık vardı ancak asla gevşeklik yoktu. Hayır cephesi kendine görevler edindi: AKP ve MHP tabanına getirilmek istenen sistemi ince ayrıntısıyla anlatmak. Evet cephesiyle Hayır cephesinin en net ayrımı bu noktadan sonra başladı.
Evet’in Propaganda Yöntemleri
Evetçiler de Hayırcılar da süreci değerlendirmek için geziler, mitingler yaptılar. Tayyip Erdoğanlar “Hayır” oylarının çokluğundan duyduğu tedirginlikten dolayı bir şeyler yapmak zorundaydı. Çözümü yine “mağduru oynamak”ta buldular. Önce “bile bile lades” yöntemiyle “Avrupa da hayır diyor.”, “Avrupa güçlenmemizi istemiyor.” gibi söylemleri kullandılar. Yetmedi. Ne yapacaklarını şaşmış durumdaydılar. Vatanın kalbinde sözde Kürdistan bayrağını Türk bayrağının yanına diktiler. Ancak bu da dikiş tutmadı. Hayır oylarının yükselmesine sebep oldu. Ve birkaç gün önceye gelelim. Yine aynı çaresizlik hakim. ABD klasikleşen senaryosuyla önce Suriye hükümetine kimyasal silah iftirasını attı ardından Tomahawk füzeleriyle “uyarı” yaptı. Dış politikalarında düzelmeye giden, komşularla ilişkileri iyileşmeye başlayan Türkiye, aldığı ABD ve İsrail destekçisi tavırla hem dış politikasını hem de kendi Fırat Kalkanı operasyonunu bir anda hiç etti. Ve yine oy kaybetti. Hayır oyları yükselişe geçti. Ve ek olarak; bütün propaganda süreci boyunca sistemi halka anlatamadılar ve halkta karşılık bulamadılar.
Köy Köy Hayır Propagandası
Bir diğer taraftan hayır cephesinin propagandalarını inceleyelim. Soluk alacak ara vermeden köy köy, ilçe ilçe çalışmalar yürütüldü. Mitingler yapıldı. Getirilmek istenen fiili başkanlık sisteminin açıkları anlatıldı. Güçlü meclisin ülkemize bu döneme kadar neler kazandırdığı, “Hayır” oyu vermenin devlet karşıtlığı olmadığı hatta ve hatta mevcut hükümeti “Hayır”ın ayakta tutacağı, daha gelmeden ülkeyi kutuplaştıran sistemin ülkeyi daha net bir bölünmeye götüreceği vatanın her karışında anlatıldı. Ve hayır oyları AKP ve MHP tabanında da karşılık bularak şaha kalkıyor.
Öne Çıkan İsimler
Evet cephesinde ön planda gördüğümüz isimler kısıtlıydı. Tayyip Erdoğan, Binalı Yıldırım ve Devlet Bahçeli. Bir de görünmeyen, halka yansıtılmayan Barzani, Leyla Zana ve Abdullah Öcalan. Hayır cephesi ise çok daha geniş bir kitleyle halka indi. Kemal Kılıçdaroğlu, Doğu Perinçek, Metin Feyzioğlu, Ümit Kocasakal, Meral Akşener, Muharrem İnce, Sinan Oğan ve sayabileceğim daha nice isim. Hitap kitlesinin geniş olması halkta da daha büyük karşılık bulmasına neden oldu.
Gençlik
Şüphesiz ki bu referandum da gençlik de belirleyici rol oynuyor. Tamı tamına 2 milyon 160 bin 285 genç referandumda ilk kez sandığa gidecek. Gençliğin bu kadar belirleyici rol oynadığı seçimde Türkiye Gençlik Birliği çok büyük bir etkinliğe imza attı. Etkinliğin adı “Gençlik Meclisi”. Binlerce genç son harçlığıyla katıldılar etkinliğe.
Çok geniş bir konuşmacı tablosuna sahipti Gençlik Meclisi. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, MHP Genel Başkanı Eski Başdanışmanı Gürcan Dağdaş, AKP kurucularından Devlet Eski Bakanı Abdüllatif Şener, TBB Başkanı Başdanışmanı Necdet Basa, videosuyla meclisi selamlayan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, TBMM Eski Başkanvekili ve Milli Anayasa Hareketi Başkanı Hasan Korkmazcan, ÇYDD Gençlik Birimi Temsilcisi Altuğ Özşekerci, CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Cihan Demirtaş, Öncü Gençlik Genel Başkanı Aykut Diş ve sayısız genç. Meclis, Türkiye genelinde inanılmaz yankı buldu. Gençliğin mesajı tüm Türkiye’ye net bir şekilde verildi.
Üniversitede Durum
Üniversitenin içini atlamak olmazdı. Üniversitede evet konferansları düzenlendi. Ancak fiyaskoyla sonuçlandı. Salonlar boş kaldı. Bu konferanslara cevap niteliğinde olan bir konferans vardı. Atatürkçü Düşünce Kulübü, Bartu Soral’ın katılımıyla “Terör ve Ekonomik Kriz” konulu, Başkanlık sisteminin de tartışıldığı bir konferans düzenledi. İki konferansı incelediğimizde gençliğin Evet’e ilgisizliğini ve aksine Türkiye’nin sorunlarına ilgisini apaçık görüyoruz.
Karabük Yerelinde Başkanlık
Şehir yerelinde bir sürü etkinlik düzenlendi. Evet cephesinin en büyük ve geniş etkinliği Binali Yıldırım mitingiydi. Ancak seçimlerde ikide iki milletvekili çıkaran AKP, son mitingine nazaran müthiş bir ilgisizlikle karşılaştı. Hayır cephesi ise sık sık etkinlikler düzenledi. Emekli kumpas mağduru komutanların HAYIRlı Konvoyu, ADD’nin düzenlediği Ümit Kocasakal, Ali Türkşen ve Arslan Bulut konferansları, Karabük Barosu’nun düzenlediği Metin Feyzioğlu ve Süheyl Batum konferansı ve CHP’nin düzenlediği Muharrem İnce mitingi ön plana çıkan etkinliklerdi. Ve hemen hepsinde evetçisiyle hayırcısıyla halkın ilgisi büyüktü.
Son Düzlük
Son düzlükte halk kararını belli etti. Oyunu söylemeye çekinen “hayır”cı kesim ise azımsanmayacak sayıda. Hayır cephesi süreç içinde büyük bir iş başardı. “Evet”in içinde “hayır”ı buldu, daha doğrusu var etti. AKP tabanı ilk döneme göre “Hayır”a büyük bir kayma göstedi. Halk ülkeyi sürüklenmekten çıkarıp çıkış yoluna getirecek seçimi yapacaktır.
Pazar ola, hayır ola.